Yatırım fonu, hisse senetleri, tahviller veya diğer menkul kıymetlerin toplamıdır. Bir yatırım fonu satın aldığınızda, yatırım fonunun payına sahip olursunuz. Her yatırım fonu payının fiyatı NAV veya net varlık değeri olarak adlandırılır. Net varlık değeri, sahip olunan tüm menkul kıymetlerin toplam değerinin, yatırım fonu hisselerinin sayısına bölünmesi işlemidir. Yatırım fonu payları devamlı olarak alınıp satılır, ancak fiyatları her iş günü sonunda piyasaya ayarlanır. Yatırım fonları şunlardır;
Hisse Senedi Fonları
Hisse senedi fonları, halka açık borsaların birinde işlem gören şirketlere odaklanmaktadır. Bazı yatırım fonları şirketin büyüklüğüne göre yatırım yapmaktadır. Bunlar küçük, orta veya büyük sermayeli fonlardır. Bazı yatırım fonları ise şirket türüne yatırım yapar. Büyüme fonları, hızla genişleyen yenilikçi firmalara odaklanmaktadır. Değer fonları, başkalarının gözden kaçırmış olabileceği şirketlere odaklanır. Benzer şekilde, yüksek teknoloji fonlarının da birçok büyüme şirketi olabilir. Mavi çip fonlarının birçok değerli şirketi de vardır.
Birçok fon coğrafi alanlara odaklanmaktadır. Yerel fonlar yalnızca Türkiye merkezli şirketleri satın alır. Uluslararası fonlar, dünyanın herhangi bir yerindeki en iyi performans gösteren ülkeleri seçebilir. Sınır piyasaları Arjantin, Fas ve Vietnam gibi daha küçük ülkeleri hedefler. Yükselen piyasa fonları ise Çin, Rusya ve ABD gibi ülkeleri hedefler. Her şirketin mali tablolarını araştırmak istemiyorsanız, hisse senetleri yerine yatırım fonlarına yatırım yapmanız gerekir. Yatırım fonları da anında çeşitlilik sağlar. Bu nedenle yatırım fonları bireysel hisse senetlerinden daha az risklidir. Bir şirket iflas ederse, tüm yatırımınızı kaybetmezsiniz. Bu sebeple yatırım fonları, bazı riskler olmadan hisse senedi yatırımlarının birçok faydasını sağlar.
Tahvil Fonları
Tahvil fonları, sabit bir gelir getiren menkul kıymetlere yatırım yapar. Tahvil fonları mali krizinden sonra popüler olmaya başladı. Yatırımcılar mali kriz zamanında en güvenilir yatırımlara yöneldi. Rekor düşük faiz oranlarına rağmen bonolara çekildiler. En güvenli olanı ise para piyasası fonlarıdır. Mevduat, kısa vadeli hazine bonosu ve diğer para piyasası araçlarını satın alırlar. Çok güvenli olduklarından dolayı en düşük getiriyi sağlarlar. Uzun vadeli devlet borcu ve belediye tahvili ile çok daha fazla risk olmadan biraz daha yüksek getiri elde edebilirsiniz.
Şirket tahvil fonları ile daha yüksek getiri ile beraber daha yüksek riskler ortaya çıkar. En riskli tahvil fonları yüksek verim tahvilleri tutar. Bazı fonlar kısa vadeli, orta ve uzun vadeli tahvilleri birbirinden ayırmaktadır. Kısa vadeli fonlar daha güvenli ancak daha düşük getiri elde etmektedir. Uzun vadeli tahviller daha risklidir. Fakat daha yüksek getiri sağlarlar. Birçok tahvil fonu aynı tahvillere sahiptir. Bir yönetici bu bonoyu satmaya başlarsa, diğerleri de aynı şeyi yapacaktır. Ancak bu tahviller için çok fazla alıcı olmaz. Düşük likidite, fiyatları daha da düşürebilir. Tahviller, hisse senetleri ve emtialarla aynı dalgalanmaya maruz kalır. Birçok fon, yok edebilecek bir satış-off tetikleyebilir. Bu senaryonun örnekleri geçmiş zamanlarda gerçekleşmişti.
Aktif olarak Yönetilen Borsa Yatırım Fonları
Tüm yatırım fonları aktif olarak yönetilir veya takas edilir. Aktif olarak yönetilen fonlar, hangi menkulleri satın alıp satacağına karar veren bir yöneticiye sahiptir. Genellikle yöneticinin yatırım kararını yönlendiren bir amacı vardır. Yönetici, menkul kıymetleri alım satım yaparak endeksinden daha iyi performans göstermeye çalışır. Sonuç olarak, ücretleri daha yüksektir ve hem endeksi hem de daha yüksek ücretlerini aşmaları gerekir. Borsa yatırım fonları bir endekse uymaktadır. Çok fazla alım satıma ihtiyaç duymadıkları için maliyetleri düşüktür. Sonuç olarak, bu fonlar durgunluklardan bu yana daha popüler hale geldi.
Yatırım fonları bireysel menkul kıymet almaktan daha az risk taşır, çünkü çeşitlendirilmiş bir yatırımdır. Bu durum, münferit bir hisse senedine, bonoya ve bağlı şirkete bağımlı olmadığınız anlamına gelir. Şirketlerden biri iflas ederse, yatırımınızı korumak için daha birçok hisse senedine sahip olursunuz. Aktif olarak yönetilen fonlar, size profesyonel stok toplama ve portföy yönetiminin avantajlarını sunar. Binlerce şirketi araştırmanız gerekmez. Yöneticiler her alanda uzmandır. Yatırım yapmak istediğiniz tüm alanlarda uzman olmanız neredeyse imkânsızdır.
Ancak, yatırım fonlarını araştırmak hala çok zaman almaktadır. Daha da kötüsü fon yöneticileri değişebilir. Bu durum gerçekleştiğinde, sektörde başarılı olmasına rağmen fonunuzun performansını etkileyebilir. Bu olay çok önemlidir, çünkü yöneticiler sahip oldukları stokları sürekli değiştirir. Prospektife baksanız bile, mevcut hisse sahipliğini yansıtmayabilir. Prospektüs geçmiş performans, gelecekteki getiri garantisi değildir. Ancak, geçmiş performansa devam etmeniz yapmanız gereken tek aksiyondur. Geçmişte piyasayı geride bırakan bir fonun gelecekte daha düşük performans gösterme olasılığı oldukça yüksektir. Bu durum özellikle yönetici değişirse faaliyete geçer. En önemli dezavantaj, yatırım fonlarının yıllık yönetim ücretlerini almasıdır. Bu durum, onların, hisse senetlerinden daha pahalıya mal olacağını garanti eder. Bu ücretler genellikle sözleşme içindeki birçok yerde geçmektedir. Borsa fonları uzun vadeli emeklilik yatırımları için en iyisi olurken, para piyasası fonu kısa vadeli tasarruflar için en iyisidir. Sertifikalı bir finansal planlayıcı ile çalışmalısınız. En iyi varlık tahsisatınızı ve yatırım stratejinizi belirlemenize yüksek oranda yardımcı olacaktır. Yatırım fonları, her biri yüzlerce fonu olan yüzlerce şirket tarafından yönetilmektedir. Çoğu şirket, kalabalığın arasından sıyrılmak için belirli stratejilere odaklanır. Bu şirketlerin iyi analiz edilmesi ve ona göre seçilmesi gerekir.
Yatırım Fonları Ekonomiyi Nasıl Etkiliyor?
Yatırım fonları ülke finansal piyasalarının önemli bir bileşenidir. İyi bir yatırım fonu bir sektörün veya başka bir sektörün nasıl çalıştığını yansıtır. Yatırım fonu değerleri günlük olarak değişir. Bu fonun portföyündeki varlıkların değerini gösterir. Ekonomi olması gerekenden çok daha yavaş hareket etmektedir, bu nedenle bir fondaki geniş farklılıklar her zaman sektörün o kadar fazla hareket ettiği anlamına gelmez. Ancak eğer bir yatırım fonu fiyatı zamanla düşerse, izlediği sektör de daha yavaş büyür. Yatırımcılar, ileri teknoloji şirketlerinin kar getirmediğinin farkına vardıklarında, hisse senetlerini satmaya başlarlar.